LİMİTED ŞİRKETİN HUKUKİ NİTELİĞİ

LİMİTED ŞİRKETİN HUKUKİ NİTELİĞİ

LİMİTED ŞİRKETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Limited Şirket, Türk Ticaret Kanununun 573 ve 644.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Limited Şirketin tanımı 573.maddede yapılmıştır. Buna göre; Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.

Limited ortaklık, tüzel kişiliği olan bir sermaye ortaklığıdır. Limited şirket kural olarak kanunen yasak olmayan her türlü amaç için kurulabilir. Limited şirketin esas sermayenin belirli olması gerekmektedir.

Limited ortaklıkta ortak sayısı en az 1 en çok 50 olabilir. Yani limited şirket tek kişi tarafından da kurulabilir. Bir sermaye ortaklığına elliden fazla ortak katılacaksa, bu durumda anonim ortaklığın seçilmesi zorunludur. Limited şirketin sonradan tek adam ortaklığı haline gelmesi olanaklıdır. Bu şekilde sonradan tek adam ortaklığı haline gelmiş limited şirketler için kanun koyucu bazı özel düzenlemeler getirmiştir. Tek adam limited ortaklıklarında ortaklıktan çıkma, çıkarılma, haklı nedenle fesih davasına ilişkin kurallar uygulanamaz.

Limited ortaklığın ortaklarından bağımsız bir tüzel kişiliği vardır. Limited şirket kendi ortaklarından bağımsız bir hukuki varlığa ve şirket ortaklardan bağımsız olarak kendi malvarlığına sahiptir.

Limited ortaklığın borçlarından dolayı ortakların kural olarak 3. Kişilere karşı sorumluluğu yoktur, şirket yalnızca kendi mal varlığıyla sorumludur. Limited ortaklık ortakları sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve ortaklı sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.

Limited şirket ortakları gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişiler de olabilir. Örneğin bir anonim şirket, limited şirkete ortak olabilir.

LİMİTED ŞİRKET NASIL KURULUR?

Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya şirket sözleşmesinin ticaret sicil müdürü veya yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır.

Limited şirket sözleşmesi ortaklığın anayasası gibidir. Bu sözleşme sadece sözleşmeyi imzalayan kurucuları değil gelecekte ortaklığa katılacak ortakları da bağlayıcı niteliktedir.

Sözleşmenin yazılı olarak yapılması ve noter onayından sonraki aşama ile tescile kadar geçen sürede ön şirket oluşur. Yani hazırlanan ortaklık sözleşmesinde sermayenin taahhüdü ve kurucuların imzaları noterde tasdik olunmasıyla ön ortaklık kurulmuş olur. Ön ortaklık kurulunca, ortaklık tescil ve ilan edilmeden önce nakdi sermayenin en az dörtte biri ödenmelidir. Şirket sözleşmesi hazırlanıp noter onayından veya şirket sözleşmesinin ticaret sicil müdürü veya yardımcısı huzurunda imzalanmasından sonra, bunu izleyen 30 gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret sicilinde tescil ve ilan olunur. Limited şirket, tescil ve ilandan sonra tüzel kişilik kazanır.

Limited şirkette sermayenin en an 10.000 TL olması gerekmektedir. Sermaye 10.000 TL’nin altında belirlenemez. Ayrıca ortakların sermaye koyma borcundan ibra edilmeleri de kanunen yasaktır.

Limited şirketlerin kuruluşunda bakanlık izni gerekmez.

T.C.
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ

Esas

: 2017/38

Karar

: 2017/444

Tarih

: 23.01.2017

(2004 s. İİK m. 258, 265)

ÖZET

Dava, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Alacaklı bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz istemiş olup, borçlulardan gerçek kişinin itirazı üzerine mahkemece itirazın kabulüne karar verilmiştir. İhtiyati haciz istemine konu olan bonoda ödeyecek kişi (asıl borçlu) olarak Murat ismi olup, bono üzerine iki adet aynı limited şirket kaşesinin basıldığı ve kaşelerden birinin üzerinde aynı kişiye ait iki adet imza bulunduğu görülmektedir. İtiraz eden, her iki imzanın da şirketi temsilen kendisi tarafından atıldığını bu nedenle bono nedeniyle şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür. Bono üzerinde Murat Kökçü’nün asıl borçlu olarak ismi yazılı bulunduğundan bonodan kaynaklanan borç nedeniyle sorumluluğu söz konusudur. Bono metninde yer alan Limited Şirket ise asıl borçluya aval veren durumunda olup bono üzerindeki her iki imza asıl borçlu ile aval veren yönünden atılmış bulunmaktadır. Bu durum karşısında, asıl borçlu durumunda bulunan ihtiyati hacize itiraz eden gerçek kişinin itirazının reddedilmesi gerekirken mahkemece imzaların kaşe üzerinde bulunması hususu yanlış değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.06.2016 tarih ve 2016/75-2016/75 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

İhtiyati hacze itiraz eden borçlu, 290.000,- TL nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararı yönünden şahsi sorumluluğu bulunmadığını, diğer borçlu Limited Şirket temsilcisi olarak senet imzaladığını ileri sürmüştür.

Alacaklı, senette iki adet imza bulunması nedeniyle şahsi sorumluluk bulunduğunu ileri sürmüştür.

Mahkemece her iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde bulunduğu belirtilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararını alacaklı vekili temyiz etmiştir.

Dava, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. Alacaklı bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz istemiş olup, borçlulardan gerçek kişinin itirazı üzerine mahkemece itirazın kabulüne karar verilmiştir. İhtiyati haciz istemine konu olan bonoda ödeyecek kişi (asıl borçlu) olarak ... ismi olup, bono üzerine iki adet aynı limited şirket kaşesinin basıldığı ve kaşelerden birinin üzerinde aynı kişiye ait iki adet imza bulunduğu görülmektedir. İtiraz eden, her iki imzanın da şirketi temsilen kendisi tarafından atıldığını bu nedenle bono nedeniyle şahsi sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüştür. Bono üzerinde ...’nün asıl borçlu olarak ismi yazılı bulunduğundan bonodan kaynaklanan borç nedeniyle sorumluluğu söz konusudur. Bono metninde yer alan Limited Şirket ise asıl borçluya aval veren durumunda olup bono üzerindeki her iki imza asıl borçlu ile aval veren yönünden atılmış bulunmaktadır. Bu durum karşısında, asıl borçlu durumunda bulunan ihtiyati hacize itiraz eden gerçek kişinin itirazının reddedilmesi gerekirken mahkemece imzaların kaşe üzerinde bulunması hususu yanlış değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden alacaklıya iadesine, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (www.corpus.com.tr)

 

MERSİN HUKUKİ DANIŞMANLIK

Mete Yıldız Hukuk Bürosu olarak müvekkillerimize, Ticari davalar, Ticaret Hukuku davaları, Şirket Danışmanlığı, Ticari alacakların tahsili konularında en iyi şekilde avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.